EGEMEN BAĞIŞ 2011 YILI İLERLEME RAPORUNU DEĞERLENDİRDİ
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Türkiye'nin 2011 Yılı İlerleme Raporunu" İstanbul’daki Avrupa Birliği Bakanlığı Ortaköy Ofisinde gerçekleştirilen bir basın toplantısında değerlendirdi.
İlerleme raporlarının esasen AB'yle müzakere eden, aday ve potansiyel aday statüsündeki ülkelerin AB müktesebatına uyum açısından mevcut fotoğrafının çekildiği metinler olduğuna işaret eden Bağış, “rapora baktığımızda, genellikle objektif ve dengeli olmaya çalışılmakla beraber, kullanılan fotoğraf makinesinin eski bir model olduğu ve artık lenslerinin değiştirilme vaktinin geldiği anlaşılmaktadır” dedi.
Bu yıl çekilen Türkiye fotoğrafında flu kalan birçok nokta olduğu gibi fotoğrafın yanlış noktalara zumlandığı yerlerin de mevcut olduğunu belirten Bağış, "2011 Yılı İlerleme Raporu"nun, gerek siyasi kriterler gerek ekonomik kriterler gerekse 33 faslın sadece biri dışında Türkiye'nin ilerleme kaydettiğini teslim ettiğini kaydetti.
Ancak, bu ilerlemelerden bahsederken, gerçekleştirilen reformların uygulaması konusunda ciddi şüpheler yaratabilecek ve yanlış bilgilere veya münferit olaylara dayalı ifadelerin kullanıldığının görüldüğüne dikkati çeken Bağış, “Avrupa Birliği övünülecek konularda cimri, eleştirilecek konularda cömert davranmıştır” dedi ve Türkiye-AB ilişkilerini tıkayan alanlarda Avrupa Birliği'nin statükocu bir tablo çizdiğini sözlerine ekledi.
Bağış, siyasi kriterler bölümüne bakıldığında, hükümetin AB müzakere sürecine olan bağlılığı vurgulandığını, özellikle Avrupa Birliği Bakanlığının kurulmasının sürece bağlılığın bir teyidi olarak değerlendirildiğini söyledi.
AB Bakanlığının koordinasyon ve müzakere sürecine sivil toplumu dahil etme yönündeki çalışmalarından övgüyle bahsedildiğini belirten Bağış, her ilde bir Vali Yardımcısının AB Temas Noktası olarak görevlendirilmesi sonucunda AB konularındaki çalışmaların yerele taşınmasından duyulan memnuniyetin altının çizildiğini kaydetti.
Hükümetin sivil bir Anayasa hazırlamak üzere attığı adımların olumlu karşılandığına işaret eden Bağış, hükümetin mümkün olan en geniş danışma yoluyla katılımcı ve demokratik bir anayasa yapma arzusunun teyit edildiğini ifade etti.
Bağış, AB Komisyonu Türkiye'ye 2011 ilerleme Raporu'nda en büyük beklentinin yeni sivil bir anayasa olduğunu söyledi. Hükümetin sivil bir anayasa için attığı adımların olumlu karşılandığını kaydeden Bağış, "Mümkün olan en geniş katılımcı ve demokratik bir anayasa yapma arzumuz teyit edilmiştir. AB'nin bizden önümüzdeki dönemde en büyük beklentisi yeni sivil bir anayasa olduğu acıkca görülmektedir. AB üyelik süreci olsa da olmasa da hükümetimizin önümüzdeki dönemde en öncelikli konusu budur." dedi.
Raporda, Ağustos 2011'de gerçekleştirilen Yüksek Askeri Şura Toplantısı'nın sivil-asker ilişkilerinde sivil denetim bakımından önemli bir adım olduğunun belirtildiğini ancak Yüksek Askeri Şura'nın yapısı, askeri yargı sistemi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Personel Kanununda değişiklik ihtiyacının vurgulandığını ifade eden Bağış, “Sayıştay Kanunu ile askeri harcamaların sivil denetimi konusunda önemli bir ilerleme sağlandığı tespit edilmekte, ancak daha fazla adım atılması gerektiği belirtilmektedir. Bu hususlar bizim de dile getirdiğimiz ihtiyaçlardır.” dedi.
Raporun Kıbrıs'la ilgili bölümlerine de değinerek, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ardına saklanarak taş atılmak istendiğini, bunun aslında AB'nin küresel bir güç olma vizyonunu hedef aldığını ve bu taşların AB'yi yaraladığını söyledi. ''Şunu herkes iyi bilmelidir ki çözümsüzlüğün faturasını asla Kıbrıs Türk halkı ödemeyecektir'' diye konuşan Bağış, ''Türkiye'nin ve KKTC'nin yer almadığı bir AB'nin, uluslararası ilişkilerde topal ördek konumunda kalacağını'' vurguladı.
Tutuklu bulunan gazetecilerin de raporda yer aldığını aktaran Bağış, Türkiye'de mesleğinden dolayı tek bir gazetecinin dahi olmadığının altını çizdi.
"Raporda bizi en çok rahatsız eden hususlardan biri azınlık haklarına yönelik Türkiye'nin yaklaşımının kısıtlayıcı olmaya devam ettiği iddiasıdır" diyen Bağış, 2 ay evvel 1936 yılından beri çözülemeyen sorunu çözmüş bir hükümetin üyesi olmaktan onur duyduğunu söyledi.
Azınlıkların Cumhuriyet döneminden beri en özgür dönemi yaşadıklarını kendilerinin ifade ettiğini vurgulayan Bağış, şöyle devam etti:
“Bazı üye ülkelerin etkisiyle, raporda hala kısıtlayıcı hükümler olduğunun vurgulanıyor olması kabul edilemez. 27 Ağustos 2011 tarihinde Vakıflar Kanunu'nda yapılan tarihi değişiklikten, Büyükada Yetimhanesinin tapusunun Ortodoks Rum Patrikhanesi'ne teslim edilmesine, farklı kiliselerde yapılan ayinlere kadar kaydedilen birçok gelişme varken, bu ifadeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Nitekim, farklı inançlara mensup vatandaşlarımız da sürdürülen diyalog ve çalışmalardan memnuniyet duyduklarını defalarca bizlere iletmektedirler.”
Bağış konuşmasının sonunda “Türkiye kendi birikiminin, gücünün ve potansiyelinin farkında olan bir ülkedir ve doğru bildiği yolda devam edecektir” dedi.
Bakan Bağış'ın 2011 Yılı İlerleme Raporu Değerlendirme Toplantısı Konuşması
2011 Yılı İlerleme Raporu
Genisleme Stratejisi'nin Türkiye ile ilgili Bölümleri